İspanya AB Dönem Başkanlığı görevini devraldı
İspanya, Avrupa Birliği Dönem Başkanlığı görevini 1 Ocak 2010 tarihi itibariyle İsveç’ten devraldı. Daha önce 4 kez AB Dönem Başkanlığı görevini yürüten İspanya, Lizbon Anlaşması ile yürürlüğe giren üçlü başkanlık sisteminin ilk parçası olacak. İspanya’nın AB Dönem Başkanlığı görevi sırasında Lizbon Anlaşmasının etkin bir biçimde uygulanması, iklim değişikliği ile mücadele, finansal sistemin denetimi, ekonomik iyileşme ile AB’nin küresel bir güç haline getirilmesi ve AB vatandaşlarının haklarını genişletecek politikalar öne çıkacak başlıklar olacak.
AB Dönem Başkanlığı görevini üstlenen İspanya’nın nasıl bir performans göstereceği ise şimdiden merak konusu oldu. Zira Lizbon Anlaşması kapsamında AB Konsey Başkanı, Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi ve AB Dönem Başkanlığı görevini üstlenen ülkenin uyumlu bir çalışma içerisinde olması gerekiyor.
İspanya tarafından belirlenen önceliklere ek olarak genişleme stratejisi ve komşuluk politikasının tutarlı bir şekilde uygulanması da İspanya’nın görev süresi boyunca ilgileneceği konular olarak sıralanıyor.
(Kaynak: İKV E-bülten, 1–8 Ocak 2010)
Euro Bölgesinde işsizlik oranı arttı
Avrupa Birliği (AB) istatistik kurumu Eurostat, Euro bölgesindeki işsiz kişi sayısının Kasım 2009’da 102,000 civarında artarak 15,7 Milyon’a ulaştığını kaydetti. Uzmanlar ise işsizlik oranının yılın geri kalan bölümünde de etkili olmasını bekliyor.
Euro bölgesinde tüketici taleplerinde görülen azalmanın gayri safi yurt içi hâsılada (GSYİH) daralmaya neden olduğu belirtiliyor. Uzmanlar, finans sektöründeki olumsuzluklar, kredi koşullarının sıkılaştırılması ve küresel büyümenin de sekteye uğraması ile birlikte Euro bölgesindeki büyümenin önümüzdeki dönemde olumsuz etkileneceğini belirtiyor.
(Kaynak: Euractive-tr, 12 Ocak 2010)
Danimarka’da terörist saldırılara karşı devlet garanti teminat planı onaylandı
Avrupa Komisyonu, Danimarka’nın terörist saldırılar sonucu meydana gelen kayıpların belli bir sınırı geçmesi durumunda devlet tarafından sigorta teminatı verilmesi plânına onay verdi. Komisyon tarafından kabul edilen plâna göre nükleer, biyolojik, kimyasal ve radyoaktif içerikli terörist saldırılara teminat sağlayan yerli ve yabancı hayat-dışı sigorta şirketleri belirlenen teminat sınırı için sorumlu olacak. Buna göre Danimarka hükümeti 5 Milyon Danimarka Kronu olarak belirlenen teminat sınırına ilave olarak 15 Milyon Danimarka Kronu daha için garanti teminatı sağlayacak.
Komisyon tarafından yapılan açıklamada terörist saldırılar sonucu meydana gelen hasara yönelik teminat sınırının her yıl Danimarka pazarındaki mevcut teminat miktarına göre yeniden gözden geçirileceği ifade edildi. Plân kapsamında sigorta şirketleri mevcut durumdaki garanti miktarının % 0,15’i değerinde bir teminat bedeli ödeyecek.
(Kaynak: Business Insurance, 13 Ocak 2010)
“Küresel Riskler 2010” yayımlandı
Dünya Ekonomik Forumu’nun (WEF) “Küresel Riskler 2010” başlıklı raporu yayımlandı. Raporda özellikle riskler arasında bağımlılık olduğu ve risk yönetimi anlayışında kökten değişikliklerin yapılması gerektiğine vurgu yapılıyor. Sigorta sektörünün de katkıda bulunduğu raporda riskler arasındaki bağlantının riskin kendisinden daha önemli olduğu ifade ediliyor. WEF raporu, ekonomik riskler, altyapıdaki yatırım yetersizlikleri ve kronik hastalıkları en fazla olumsuz etki yaratan riskler olarak sıralıyor.
Raporda ayrıca sınırlar ötesi suç ve yolsuzluk, bio-çeşitlilik kaybı, bilgi sistemleri ile siber sorumluluk da yine göz ardı edilmemesi gereken riskler olarak tanımlanıyor. Rapora katkıda bulunan Swiss Re Risk Yönetici Raj Singh ise enerji, iklim değişikliği, su ve gıda güvenliği gibi uzun dönemli risklerin ise gereken ilgiyi görmediğini savunuyor. Raporda söz konusu risklerin altyapı yatırımları gerektirdiğini ancak hükümetlerin bu yatırımlara karşı ilgisiz kaldığı ifade ediliyor.
(Kaynak: Business Insurance, 14 Ocak 2010)
Sağlık hizmetlerinde yolsuzluk arttı
Avrupa Sağlık Sahtecilik ve Yolsuzluk Ağı (EHFCN) ile İngiltere’deki Portsmouth Üniversitesi’nin Yolsuzluk Karşıtı Hizmetler Merkezi tarafından hazırlanan çalışma, yıllık küresel sağlık harcamalarının % 5,59’unun yanlış uygulama ya da yolsuzluklar nedeniyle boşa gittiğini ortaya koydu. Çalışma, sağlık hizmetleri konusundaki yolsuzluk ve yanlış uygulamaları ortaya çıkarmak üzere 6 ülkede 33 kuruluşta yapılan uygulamaları mercek altına aldı.
Uzmanlar İngiltere, ABD, Yeni Zelanda, Fransa, Belçika ve Hollanda gibi gelişmiş ülkelerde yapılan incelemeler sonucunda sağlık hizmetleri harcamalarında yolsuzluğa giden miktarın 180 Milyar Euro (260 Milyar Dolar) civarında olduğunu ortaya koydu.
Çalışmada yer alan uzmanlar sağlık hizmetlerinde yolsuzluk nedeniyle kaybolan her kuruşun bazı bireylerin gerekli bakımı temin edememesine, hastalık sürelerinin artmasına ve hatta ölümlere sebep olduğuna dikkat çekiyor.
İlaç şirketlerinin fiyat kartelleri oluşturması, doktorların fazladan seyahat masrafı talep etmesi ve devlet yardımlarını kötüye kullanması ile hastaların hileli sigorta tazminat talepleri sağlık hizmetleri harcamalarında yapılan bazı yolsuzluk örnekleri olarak sıralanıyor.
(Kaynak: Business Insurance, 18 Ocak 2010)
IAIS sigorta gruplarının denetimine ilişkin plânı destekledi
Uluslararası Sigorta Denetleyicileri Birliği (IAIS) uluslararası düzeydeki sigorta gruplarını ve bu grupların risklerini daha iyi denetleyecek bir çerçeveye ilişkin tavsiyeleri onayladığını açıkladı. Söz konusu tavsiyeleri içeren plân, sigorta grup yapısı ile risk ve önlemleri tanımlamak üzere grup içi işlemlerin denetimine yönelik yaklaşımları kapsıyor.
Denetleyici çerçeve uluslararası düzeyde faaliyet gösteren sigorta gruplarını eşit düzeyde tutarak yerli ve yabancı denetleyicilerin bu grupları daha iyi denetlemelerine imkân tanıyacak. IAIS İcra Kurulu Başkanı Peter Braumüller, denetleme çerçevesinin finansal istikrarın geliştirilmesine yönelik çabalara önemli bir katkı sağlayacağını vurguladı.
(Kaynak: Business Insurance 19 Ocak 2010)
Avrupa Birliği, Türkiye ve Batı Balkan ülkelerine denetleme kuralları hakkında eğitim verecek
Avrupa Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası, batı Balkan ülkeleri ile Türkiye’de makro ve mikro denetlemenin arttırılmasına yönelik 2,65 Milyon Euro değerindeki iki yıllık bir program üzerinde uzlaşma sağladı. Avrupa Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre Avrupa Birliği’ne katılmayı bekleyen ülkelerden 150 denetçi Birliğin mevcut finansal denetleme kuralları konusunda eğitim alacak.
Buna göre Hırvatistan, Makedonya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan, Kosova ve Türkiye’deki merkez bankaları ile denetleme kurumları fondan yararlanacak kurumlar olacak. Söz konusu ülkelerdeki denetlemenin arttırılmasını amaçlayan program AB üyeliğine aday ve potansiyel aday olan ülkelerin bankacılık ve finansal denetlemelerinin mevcut AB ve uluslararası standartları ile uyumlu hale getirilmesi ve bu ülkelerin orta dönemde finansal krize yönelik dayanıklılığını arttırmayı amaçlıyor. Söz konusu program kriz sonrası finansal denetleme konusunda AB ve uluslararası düzeyde karar alma sürecine dâhil olan kuruluşları da kapsayacak.
Avrupa Merkez Bankası’ndan yapılan açıklamaya göre bölgedeki bankalara Basel Bankacılık Denetleme Komitesi, Avrupa Bankacılık Denetleme Komitesi ve Finansal İstikrar Enstitüsü gibi düzenleme ve denetleme konularında uzman kuruluşlar tarafından finansal denetlemeye ilişkin gelişmeler hakkında bilgi verilecek.
(Kaynak: Euractive, ing, 21 Ocak 2010)
AB genelinde tren yolcuları yeni haklara kavuştu
Avrupa Komisyonu tarafından tren yolcularının haklarına ilişkin hazırlanan tüzük, 3 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe girdi. Tüzükle birlikte AB genelinde yolculuk yapan kişiler kendi can ve mal güvenliği ile ilgili olarak yeni haklara kavuştu. Ulaşımda daha kaliteli ve güvenli bir hizmet sağlanmasını amaçlayan tüzük, şimdilik sadece hava ve demiryolu yolcularını kapsıyor.
Sakat kişilere eşit şartlar sağlanması, bagaj kayıplarındaki tazminat tutarının arttırılması, ölüm ve sakatlık durumlarında yolcu haklarının iyileştirilmesi ve yolcunun yolculukla ilgili bilgilendirilmesi tüzükle birlikte gelen bazı düzenlemeler arasında bulunuyor. Tüzükle birlikte ayrıca yolcu şikâyet mekanizmalarının zorunlu hale getirilmesi de gerekiyor.
(Kaynak: İKV E-bülten, 30 Kasım- 6 Aralık 2009)
Genişlemeden sorumlu yeni Komisyon üyesi göreve başlıyor
Yeni Avrupa Komisyonu bünyesinde Genişlemeden Sorumlu Komisyon üyeliğine Çek Stefan Füle aday olarak gösterildi. Genişlemeden Sorumlu eski Komisyon Üyesi Olli Rehn’in yerine geçecek olan Füle diğer üyeler gibi görevine 1 Şubat 2010 tarihinde resmen atanacak. Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde söz alan Stefan Füle, genişleme politikası, aday ve potansiyel aday ülkelere ilişkin yöneltilen soruları yanıtladı.
Füle, genişleme politikasının devamı ve Kopenhag kriterleri kapsamında her adayın eşit şekilde değerlendirilmesi yönünde görüş belirtti. Füle, Türkiye ile müzakerelerin sürdürülmesi ve Türkiye’ye verilen taahhütlerin yerine getirilmesi gerektiğini belirterek Türkiye’nin özellikle enerji ve medeniyetler dialoğu açısından önemli bir ülke olduğunu ifade etti. Genişlemeden Sorumlu yeni Komisyon üyesi Türkiye’nin de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak Fransa ve Almanya’nın öne sürdüğü “imtiyazlı ortaklık” fikrinin söz konusu olmadığını sözlerine ekledi.
(Kaynak: İKV E- bülten, 8–15 Ocak 2010)
“Avrupa Finans Piyasalarının Bütünleşmesi Raporu 2009” açıklandı
Avrupa Komisyonu, “Avrupa Finans Piyasalarının Bütünleşmesi Raporu 2009” u yayımladı. Rapor kapsamında finansal krizin etkileri inceleniyor. Raporda ayrıca finansal sistemde risklerle başa çıkmak üzere Birlik genelinde yapılan çalışmalar da sıralanıyor. Buna göre bankacılık, sigortacılık ve menkul kıymetler alanlarında Avrupa Sistemik Riskler Komitesi kurulması ve finansal denetim sisteminin reformu, kredi derecelendirme kuruluşları, hedge fonlar ve girişim sermayesi operatörlerinin faaliyetlerinin düzenlenmesi ve bankalara daha sıkı sermaye yeterliliği kuralları getirilmesi AB genelinde yapılan düzenlemeler arasında yer alıyor.
(Kaynak: İKV E- bülten, 16–22 Ocak 2010)