Sigorta şirketleri AB’nin bankalara yönelik vergi uygulamasını genişletmesinden endişe duyuyor
Kanada’da toplanan G–20 Zirvesi öncesinde Avrupa Birliği’nin bankalar dışındaki diğer finansal kurumlara vergi uygulaması başlatabileceği sinyali yayıldı. Uzmanlar ise söz konusu vergi uygulamasının yalnızca finansal istikrarı zedeleyecek riskler taşıyan banka ve diğer finansal kurumlara uygulanması gerektiği görüşünü savunuyor.
Zira bankalar krizi tetikleyen unsurlar olarak görülürken sigorta şirketlerinin borç almada gerekli desteği sağlayamadığı belirtiliyor. Bu nedenle yeni bir krizi engellemek üzere bankaların acil yardım fonu oluşturmaları öngörülüyor. AB liderleri ise G–20 Zirvesi öncesi finansal krizin faturasının bankalara ödetilmesi konusunda ortak bir tavır üzerinde uzlaştı.
(Kaynak: Insurance Journal, 8 Haziran 2010)
Solvency II için daha fazla hazırlık gerekebilir
Uluslararası Sigorta Derneği’nin Madrid’de düzenlenen 46. yıllık seminerinde söz alan Avrupa Komisyonu İç Pazar ve Hizmetler Birimi Müdürü Karel Van Hulle, sigortacılar için riske dayalı sermaye rejimini öngören Solvency II' ye yönelik daha fazla çalışma yapma gereğinin doğabileceğini belirtti.
Bilindiği üzere, Solvency II düzenlemelerinin AB’de 2012 yılı itibariyle yürürlüğe girmesi bekleniyor. Beşinci sayısal etki araştırması (QIS 5) ise Solvency II yürürlüğe girmeden önce konuya ilişkin yürütülen araştırmanın son ayağını oluşturuyor. Ancak sigortacılar QIS 5 ’in daha yüksek sermaye yeterliliğini beraberinde getirmesinden endişe duyuyor.
Karel Van Hulle ise sektörün endişeleri doğrultusunda Solvency II’ye ilişkin çalışmaların sonlandırılmasından önce QIS 6 adı altında yeni bir çalışmanın daha yürütülebileceği sinyalini verdi.
(Kaynak: Business Insurance, 9 Haziran 2010)
AB liderleri yeni bir borç krizini engellemek için bir araya geldi
Avrupa Birliği liderleri bütçe disiplinini arttırma ve ekonomi politikalarında koordinasyonu sağlama konularında ortak bir yol bulmak üzere toplandı. 27 AB üyesi ülkenin liderleri ile Avrupa Komisyonu’nun üst düzey temsilcileri başka bir küresel krizi önlemek üzere finansal düzenleme tedbirleri hakkında fikir alışverişinde bulundu.
Buna göre liderler Euro kullanan ülkelere yardım etmek üzere 500 Milyar Euro değerinde güvenlik tedbiri alınması ve Yunanistan için 110 Milyar Euro’luk bir yardım mekanizması kurulması konusunda anlaştı.
Liderler, Yunanistan’da çıkan borç krizinin ardından aynı sorunun İspanya’da da yaşanmasından endişe duyuyor. AB Parasal İşlerden Sorumlu Komisyoneri Olli Rehn ise piyasalarda yaşanan sıkıntının Avrupa’daki finansal istikrar üzerinde olumsuz etki yarattığını belirterek bu durumun ekonominin genel anlamda düzelmesini de engellediğini ifade etti. Uzmanlar ise finansal istikrarın yeniden sağlanması için AB liderleri arasında birliktelik sağlanması gerektiğini savunuyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 17 Haziran 2010)
OECD terör riskini mercek altına aldı
Haziran ayı başında Avustralya Terör Sigorta Programının girişimi ve OECD’nin Büyük Ölçekli Afetlerin Finansal Yönetimi Yüksek Düzey Danışma Kurulu’nun ev sahipliğinde Paris’te gerçekleştirilen “Terör Riski Sigortası” konulu konferansta terörist saldırılar sonucu meydana gelen hasar ve kayıpların karşılanması konusu ele alındı. Reasürans piyasaları konusunda uzmanların ve hükümet yetkililerinin katıldığı konferansta terörist saldırılarda sigorta sektörünün önemli bir role sahip olduğu ifade edildi.
Konferansta terörün küresel bir risk olduğu belirtilerek mevcut terör riskine ilişkin finansal teminat sisteminin ekonomileri korumak için yeterli olup olmadığı konusu değerlendirildi. Konuya ilişkin olarak OECD üyesi ülkelerden delegeler terör riskinin piyasa oyuncularına bırakılması veya özel ortak sigorta havuzlarının oluşturulması konusunda görüş alışverişinde bulundu.
(Kaynak: Insurance Journal, 14 Haziran 2010)
Fransa’da sendikalar emeklilik yaşının yükseltilmesine ilişkin yasa teklifini protesto etti
Fransa’da emeklilik yaşının yükseltilmesini protesto etmek üzere sendikalar tarafından ulusal grev düzenlendi. Protestolarda en az iki milyon işçi ve çalışanın yer aldığı bildirildi. Fransa’daki en büyük sendikanın lideri Bernard Thibault, 2018 yılı itibariyle 60 olan emeklilik yaşının 62’ye yükseltilmesine ilişkin yasa teklifinin mevcut şekilde geçmesinin mümkün olmayacağını belirtirken Çalışmadan Sorumlu Bakan Eric Woerth ise protestoların hükümeti zayıflatamayacağını ifade etti. Woerth, diğer bütün Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi Fransa’nın da emeklilik yaşını yükseltmek zorunda olduğunu sözlerine ekledi.
Fransız hükümeti ise emeklilik sisteminin çöküşünü önlemek ve devlet harcamalarını azaltmak üzere emeklilik yaşının yükseltilmesi konusunda geri dönüş olmayacağını belirtiyor. Hükümet emeklilik sistemine ilişkin yapılacak değişikliklerle ülkenin bütçe açığının 2050 yılı itibariyle azalacağını öngörüyor.
(Kaynak: Business Insurance, 24 Haziran 2010)
Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı faslı müzakereye açılıyor
Türkiye’nin AB ile müzakere sürecindeki 35 başlık arasında bulunan 12 nolu “Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslının müzakerelere açılması kararı alındı. Zira uzun zamandır beklenen “Veterinerlik Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu”nun TBMM tarafından onaylanması ile fasla ilişkin AB tarafından belirlenen açılış kriteri yerine getirilmiş oldu.
Yetkililer ise faslın açılmasına ilişkin bazı pürüzlerin olmasına rağmen AB dönem başkanlığı görevini sürdüren İspanya’nın konuya ilişkin yoğun çaba harcadığını belirtiyor. Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı” faslının açılması ile birlikte müzakere sürecinde açılan fasıl sayısı 13’e yükselecek. Buna karşın Türkiye’nin limanlarının Rum tarafına açılmasına ilişkin Ek Protokolü imzalamaması nedeniyle AB tarafından 8 fasıldaki müzakereler askıya alınmıştı.
(Kaynak: Euractiv, 29 Haziran 2010)
OECD raporu sağlık giderlerinin ulusal bütçeleri zorladığını ortaya koydu
İktisadi İşbirliği ve Gelişme Teşkilatı (OECD) tarafından yayınlanan “Sağlık Verileri 2010” başlıklı rapor OECD ülkelerindeki sağlık bakım giderlerinin ekonomik büyümeden daha hızlı artış gösterdiğini ortaya koydu. OECD raporu sağlık giderlerinin nüfus yaşının artması, teknolojinin gelişmesi ve kamu beklentilerinin yükselmesi ile daha da fazla artacağını ifade ediyor.
Rapora göre bütçe açıklarının acil olarak azaltılması için birçok OECD ülkesinin sağlık bakımına yönelik kamu harcamalarını sınırlandırma, vergileri yükseltme vs. gibi konularda kararlar alması gerekiyor. OECD raporu sağlık bakımına en fazla harcama yapan ülkeleri ABD, Norveç ve İsviçre olarak açıklıyor.
OECD, yeni medikal teknolojilerin tanı ve tedavi sürecini geliştirmesine rağmen sağlık harcamalarını yükselttiğini de ortaya koyuyor. Buna ilişkin olarak raporda gereksiz prosedürleri bertaraf etmek ve harcamaları sınırlandırmak amacıyla birçok OECD ülkesinin maliyetli medikal teknolojilerin makul şekilde kullanımını hedeflediği belirtiliyor.
(Kaynak: Business Insurance, 29 Haziran 2010)