FERMA, 2011 yılında sigorta sektörünü bekleyen zorlukları belirledi
Avrupa Risk Yönetimi Birlikleri Federasyonu, 2011 yılında sigorta sektörünü bekleyen zorlu konuları belirledi. Buna göre FERMA Başkan Yardımcısı Julia Graham, 2011 yılında ekonomik krizin sektör üzerinde fazla baskı yaratmayacağını ancak hükümet altyapılarının şirketlerin risk yönetim kabiliyetlerini sınırlandıracağını belirtti.
FERMA Başkan Yardımcısı tarafından yapılan uyarılar arasında hastalıklar, terörism ve iklim değişikliğinin de potansiyel riskleri beraberinde getireceği, yasal ve düzenleyici konulardaki değişikliklerin de sektör üzerinde baskı oluşturmaya devam edeceği yer aldı.
Teknolojinin gelişmesi ile şirketlerin veri koruma konusunda daha fazla tehlikeye maruz kalacağı ve risk müdürlerinin daha fazla donanıma sahip olması gerekliliği de FERMA tarafından 2011 yılında sigorta sektörü için yapılan uyarılar arasında yer aldı.
(Kaynak: Insurance Journal, 21 Ocak 2011)
Sigorta sektörü iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerin artmasından endişe duyuyor
Geçtiğimiz günlerde Avustralya ve Brezilya’da meydana gelen seller sonucu ortaya çıkan büyük kayıplarla birlikte sigortacılar iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri yeniden inceleme altına aldı. Buna göre bazı sigortacılar iklim değişikliği ile artan riskler arasında bir bağlantı olduğunu savunurken diğer bir grup ise iklim değişikliğinin artan kayıplar üzerinde etkili olmadığı görüşünü temsil ediyor.
Uzmanlar ise hava ile bağlantılı olarak meydana gelen doğal afetler sonucu özellikle Asya bölgesinde kırsal nüfusun büyük şehirlere taşındığını belirterek her geçen gün büyüyen megakentlerin büyük risklere neden olacağı uyarısında bulunuyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 19 Ocak 2011)
AB, Solvency II’ye geçiş için ek süre tanıyacak
Avrupa Birliği Komisyonu, 2013 yılında yürürlüğe girmesi planlanan Solvency II’ ye ilişkin çalışmalarını sürdürüyor. Buna karşın, AB, tüketicilerin haklarını daha iyi korumak üzere tasarlanmış sermaye kurallarının şirketler tarafından uygulanması için ek zaman verilebileceğini açıkladı.
Sigortacılar ise Solvency II’nin bazı yönlerinin karmaşık olduğunu belirterek yeni uygulamanın kısa sürede yürürlüğe girecek olmasından endişe duyuyor. Munich Re ve Swiss Re gibi reasürans şirketleri ise yeni kurallarla birlikte sigorta şirketlerinin reasüransa olan talebinin yükseleceğini belirtiyor.
(Kaynak: Business Insurance, 19 Ocak 2011)
BM, 2010 yılında meydana gelen doğal afetlerin faturasını açıkladı
Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan açıklamada 2010 yılında doğal afetlerin 109 Milyar Dolar değerinde ekonomik kayba yol açtığı belirtildi. BM, söz konusu kayıp miktarının 2009 yılında kaydedilen kayıp miktarının üç katı olduğunu belirterek doğal afetler nedeniyle en fazla ekonomik kaybın Çin ve Şili’de meydana geldiğini ortaya koydu. BM yetkilileri, 2010 yılında deprem, fırtına, sıcak ve soğuk hava dalgalarından etkilenen kişi sayısını 207 Milyon; afetler sonucu ölen kişi sayısını ise 297,000 olarak açıkladı.
BM, doğal afetlerden en fazla altyapısı gelişmemiş şehirlerin etkilendiğine de dikkat çekti. Yetkililer ayrıca deprem, fırtına gibi ani ölüm ve kayıplara yol açan doğal afetlerin yanında kuraklık gibi uzun dönemli doğal afet risklerinin de artış gösterdiği uyarısında bulundu.
(Kaynak: Business Insurance, 24 Ocak 2011)
WMO verileri dünyanın giderek ısındığına işaret ediyor
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO), 2010 yılının hava sıcaklığı açısından en sıcak yıl olarak kayıtlara geçtiğini açıkladı. WMO, ayrıca söz konusu ısınma trendinin uzun soluklu olduğuna dikkat çekerek gelecek dönemdeki ısınmanın sera etkisi yaratan gazların salınımı ile orantılı olarak artacağı konusunda uyardı.
WMO Genel Sekreteri Michel Jarraud ise verilerin, iklim değişikliğinin insan kaynaklı olduğuna şüphe bırakmadığına da dikkat çekti. WMO, iklim değişikliğinin yıldan yıla artacağını ve bu nedenle sera etkisi yaratan gazların salınımının azaltılmasına yönelik eylemlerin hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti.Buna göre WMO, iklim değişikliğinin önümüzdeki dönemde daha fazla sel, kuraklık gibi doğal afetleri beraberinde getireceğine dikkat çekti.
(Kaynak: Insurance Journal, 21 Ocak 2011)
AB, doğal kaynaklara ilişkin stratejisini açıkladı
Kısıtlı doğal kaynaklar hem Avrupa’da hem de küresel düzeyde önemli bir gündem maddesi olarak yerini koruyor. Bu kapsamda Avrupa Birliği Komisyonu da Avrupa’nın ekonomik ve ekolojik güvenliği için hammadde, gıda, su, hava ve ekosistemlerin daha verimli şekilde kullanılmasını hedefliyor. Bu doğrultuda geçtiğimiz günlerde açıklanan AB’nin stratejik çerçevesinde doğal kaynakların daha uzun süre kullanımı ve düşük karbon üretimi hedefleniyor.
Söz konusu strateji, Avrupa’da akılcı ve sürdürülebilir büyümeyi hedefleyen “Avrupa 2020” kapsamındaki önemli girişimlerden birini oluşturuyor. Çerçeve stratejide kaynak verimliliğinin Avrupa Birliği’nin enerji, ulaşım, iklim değişikliği, tarım, balıkçılık, bioçeşitlilik ve bölgesel kalkınma gibi politikalarında başlıca ilke olarak benimsenmesi amaçlanıyor.
(Kaynak: Europolitics, 26 Ocak 2011)