Solvency II’nin uygulama tarihi 2016 yılına ertelendi
Geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu’nun Solvency II’nin uygulama tarihini 1 Ocak 2016’ya ertelemesi Avrupa sigorta piyasasında farklı tepkilere neden oldu.
Solvency II Direktifini değiştiren Omnibus II Direktifi üzerinde devam eden tartışmalar daha önce 2014 yılında uygulamaya geçmesi hedeflenen sermaye yeterliliği rejiminin beklenen tarihte uygulamaya konulamamasına yol açtı.
Omnibus II Direktifinde uzun dönemli sigorta ürünleri konusunda Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu arasındaki anlaşmazlık nedeniyle Solvency II’nin uygulama tarihinin 2017 veya daha ileri bir tarihe kadar ertelenebileceği de bekleniyor.
Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu Insurance Europe Genel Sekreteri Michaela Koller, uygulama tarihinin netlik kazanmasının memnuniyetle karşılandığını belirterek sigorta şirketlerinin ve sektörün denetleme makamlarının yeni rejime hazırlanmasının ciddi maliyetlere neden olacağına vurgu yaptı. Koller, zorlayıcı plana rağmen sektörün uygulamaya geçişi için gerekli gayreti göstereceğini de ifade etti.
(Kaynak: Commercialriskeurope.com, 10 Ekim 2013)
Swiss Re anketi Fransızların ekonomi konusunda endişeli olduğunu ortaya koyuyor
Swiss Re tarafından Gallup araştırma şirketine yaptırılan “Risk Algı Anketi” nin sonuçları geçtiğimiz günlerde Paris’te açıklandı.150. kuruluş yıldönümünü kutlayan Swiss Re, kutlama etkinlikleri arasında gerçekleştirilen bu çalışmanın riskler ve yeni jenerasyonların bu risklerlerle nasıl başa çıkacağına yönelik olarak iletişimi teşvik ettiğini belirtiyor.
Beş kıtada 15 ve üstü yaş gruplarında 22 000 kişi ile gerçekleştirilen anketin sonucuna göre ekonomi konusunda en fazla endişe duyan ülke Fransa oldu. Ankete göre Fransızlar açısından en çok enerji maliyetleri, gıda kalitesi ve yaşlanan nüfusun getirdiği maddi külfet gibi konular rahatsızlık yaratıyor.
Fransa’da ankete katılanların dörtte üçü ülke ekonomisinin iyi performans göstermediğine ve bu durumun ülkenin karşılaştığı en büyük risk olduğuna ilişkin fikir belirtiyor. Katılımcıların % 47’si ise 65 ve üzeri yaşa kadar çalışmayı veya hiç emekli olmamayı tercih ettiğini belirtiyor. Fransızlar ayrıca diğer ülkelerin vatandaşlarına kıyasla iklim değişikliği konusunda en fazla endişe duyan halk olarak öne çıkıyor.
Swiss Re ise Fransa’nın risklere ilişkin ayrı bir algı taşıdığı sonucuna ulaşarak bireylerin risklere karşı daha dayanıklı durabilmelerinin kamu ve özel sektör işbirlikleri ile sağlanabileceğine vurgu yapıyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 15 Ekim 2013)
A.M. Best Company, Avrupalı sigortacıları mercek altına aldı
Uluslararası derecelendirme şirketi A.M. Best Company tarafından hazırlanan rapor, Avrupalı sigorta şirketlerini mercek altına alıyor. Raporda Euro bölgesindeki ekonominin iyileşme göstermesine karşın Avrupalı şirketlerin halen durgun ekonomik büyüme ve yüksek işsizlik oranları nedeniyle mücadele verdiği belirtiliyor. Buna karşın rapor, Avrupalı sigortacıların geçmiş yıllarda sermaye durumlarını geliştirmek üzere önemli adımlar attıklarını da belirtiyor.
A.M. Best Company raporunda 2012 yılındaki zorlu ekonomik ortama rağmen Avrupalı belli başlı şirketlerin büyüme kaydettiğine de dikkat çekiyor. Raporda ayrıca Avrupalı büyük şirketlerin reasürans alımlarını gözden geçirdikleri ve risk yönetimi stratejilerini daha fazla önemsemeye başladıkları ifade ediliyor.
(Kaynak: Commercialriskeurope.com, 17 Ekim 2013)
Munich Re, Avrupa’da meydana gelen doğal afetlerin maliyetini çıkardı
Munich Re tarafından hazırlanan rapor, 2013 yılında Avrupa’da meydana gelen doğal afetlerin faturasını inceliyor. Rapora göre, 2013 yılının ilk 9 ayında Avrupa’da meydana gelen doğal afetler 17 Milyar Euro değerinde hasara yol açtı. Munich Re’nin raporunda, seller % 75’lik hasar oranı ile en fazla kayba neden olan doğal afetler sıralamasında birinci sırayı aldı.
Munich Re, 1980 yılından beri şiddetli hava olaylarının dünya genelinde üçe, Almanya ve orta Avrupa’da meydana gelen sel felaketlerinin ise ikiye katlandığına dikkat çekiyor. Munich Re raporunda büyük çaplı kayıpları önlemek üzere devlet ve sigorta şirketlerinin risk azaltıcı stratejiler geliştirmeleri gerektiğinin altını çiziyor.
Raporda insani açıdan da önleyici tedbirlerin alınmasının bir zorunluluk olduğu ifade edilerek söz konusu tedbirlerin kayıplara karşı dayanıklılığı arttırdığına dikkat çekiliyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 21 Ekim 2013)
İklim değişikliğine yönelik yatırımlar hedeflerin gerisinde kaldı
İklim Politika Girişimi tarafından yayımlanan rapor, geçtiğimiz yıl iklim değişikliğine yönelik yapılan küresel harcamanın hedeflenen miktarın gerisinde kaldığını ortaya koyuyor.Rapora göre, devlet ve özel sektör bütçelerinin ekonomik yavaşlamanın etkisi altında kalması ile birlikte 2012 yılında yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim değişikliğine uyum için yapılan yatırım miktarı bir önceki yıla göre 5 Milyon Dolar azalarak 359 Milyar Dolarda kaldı.
İklim Politika Girişimi, 2012 yılında özel sektörün toplam iklim değişikliği yatırımlarının içindeki payının % 62 (224 Milyar Dolar) olduğunu belirtiyor. İklim değişikliği faaliyetlerine yönelik olarak zengin ülkeler tarafından gerçekleştirilen yatırım miktarı 177 Milyar Dolar iken gelişmekte olan ülkeler tarafından yapılan yatırım miktarı 182 Milyar Dolar oldu.
İklim Politika Girişimi, iklim değişikliği ile mücadele için dünya genelinde çeşitli yatırımlar gerçekleştirilmesine rağmen yatırımların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini azaltmak için yetersiz kaldığına dikkat çekiyor.
(Kaynak: Insurance Journal, 22 Ekim 2013)